8 Ekim 2015 Perşembe

Geçmişten bir mektup...

Çocukluğumda aldığım zaman yüzümün tebessüm kapladığı, içimin sevinçle sımsıcak olduğu yılbaşı kartları...Bir mağazada görünce dayanamadım ve aldım. Eskiler ne kadar da güzel ve özelmiş. Üzeri simli, karlı kartlar çocukluğumun belgesiymiş.
Resimde tesadüfen dört kişilik bir aile var tıpkı bizim gibi. Benim de en güzel hayallerimde biz hep böyleyiz. Biliyorum yıllar büyüttü bizi ve belki de uzak mesafeler koydu aramıza. Kanatlanıp kendi yollarımıza uçtuk teker teker ve hasretler yaktı yüreğimizi. Ama ne zaman ne de mesafeler bu aileyi ayıramaz. Çünkü biz tek bir canız, kanız...
Aslında en büyük hasreti ve belki de en büyük yalnızlığı ben çekiyorum sizden uzakta. Ama kendi başıma ayaklarımı yere sağlam basarken görmek ve kendi hayatım için bir şeyler yaptığımı bilmek beni daha güçlü kılıyor hep. Bu yüzden lütfen artık üzülmeyin, sarılın birbirinize. Her gece yatarken hayalimde size sarılıp uyuduğum, dua ettiğim gibi sarılın hayalinizde ve dua edin. Uzaklar artık ne ki, seslenseniz üç saat uzağınızdayım, koşa koşa gelirim canlarım. 
Elbette ki hatalarımız oldu ama değil midir insanı insan yapan hataları, kusurları. Önemli olan bunları fark edip yoluna devam edebilmek. Sizden tek istediğim gözünüz arkada kalmasın. Başınız dik, yüreğiniz umut dolu olsun ve sizden ne kadar uzak görünsek de sizin için dünyaları yıkacak iki evladınız olduğunu unutmayın.
Anne ve babam olduğunuz için dünyanın en şanslı çocuğuyum. Yine dünyaya gelsem yine sizin kızınız olmak isterdim. Çünkü beni ben yapan sizsiniz, sizin emeğiniz, sizin sevginiz, sizin yüreğiniz. Şimdi yaptıklarınız karşısında dünyaları versem yetmeyeceğini biliyorum. Canlarım, annem, babam, bir damla göz yaşınıza dayanamam, yüzünüzü solgun görsem yüreğim yanar, siz de bizim için güçlü olun ve her an her saniye sizi seven, çok seven evlatlarınız olduğunu unutmayın.
Hasretle öpüyorum güzel yanaklarınızdan, sizi çok seviyorum...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen de içinden geçenleri buradan benimle paylaşabilirsin